JANE EYRE / CHARLOTTE BRONTE

CHARLOTTE BRONTE/CURRER BELL 1847

Yazarının ve kahramanının, çağın oluşturduğu toplumsal baskı karşısında verdikleri mücadeleyi gözler önüne seren eserlerden bir tanesi. Evet, romantizm akımından etkiler görülmekte ve öz yaşamsal bir roman olarak kabul edilmekte ama en önemli noktası; bir kadının, yaradılışından bu yana, 19. Yy İngiltere’sinde bile -ki yönetimde bir kadın hükmünün olmasında dahi-, belirli sıfatları olmaksızın toplumda olması gereken yeri alamaması, sürekli olarak gerçekleştirilen kadın kimliğinin mücadelesi görülmektedir. Victoria döneminin İngiltere’sinin, burjuvazinin ikiyüzlü ahlaksal tutumuna karşı feminen bir başkaldırı vardır. Kitap da, daha 7 yaşında ki bir kız çocuğuna olması gereken bir kadın duruşu dayatılırken, kültürlenmesi için gönderildiği yatılı okulda, alt tabaka halkının belirlenmiş bir kalıba sokulması için belirli zorluk çekerek, aç kalarak, tek tipleştirilerek yetişen kızlar ve bu dayatmaları yapanların, hanımefendilerin, leydilerin, üst sınıf tabakanın bolluk, güzellik zenginlik içerisinde yaşamaları, toplumsal ve ahlaksal ikiyüzlülüğü çok net ifade edilmiştir. Dönemin bütün aksaklıklarını yazar, çok ince bir şekilde işlemiş ve okura sunabilmiştir.

Kitabın ilk yıllarda, yazar isminin ‘’Currer BELL’’ olarak yayımlanması da dönemin oluşturduğu kadın yazarlarının ciddiye alınmadığı düşüncesi, daha buradan okurlara verilen mücadeleyi göstermektedir ve ‘’Jane EYRE ‘’kadın hakları ve özgürlüklerine sahip çıkan ilk romanlardan biri olarak kabul edilmiştir.

Bir diğer önemli noktası ise kahramanın alışılagelmişin dışında, çok fazla göze batmayan, ufak tefek yapılı, fazla çekici olmayan bir dış görünüme sahip olması. Benim en çok dikkatimi çeken bir faktördür çünkü genellikle romantizm akımına bağlı kalınarak yazılan eserlerin ‘bir kuralı’ olarak kahramanlar çok güzel ve yakışıklı olmaktadır. Fakat burada yazarında ispatlamak istediği şey; çok fazla dikkat çekmeyen hatta ‘’güzel’’ bile ifade edilemeyecek bir yapıda olan kahramanlarında ilgi çektiğidir. Bu durum benim kitabı daha çok severek okumamı ve eş değer kitaplardan belirgin bir şekilde ayırabilmemi sağladı. Ayrıca kitabın bir öz yaşamsal deneyimleri de içermesi sebebiyle okuru bağlayıcı bir özelliğe sahip. Verilen duyguların gerçekçiliği, yapılan abartısız duygu betimlemeleri inandırıcılığı arttırmakta.

Dönemin şartları ne olursa olsun asla kendinden, kişililiğinden ve isteklerinden vazgeçmeyen, ne olursa olsun istediği doğrultuda hareket ederek çabalayan ve sonunda da başladığı noktadan tam aksi bir sona ulaşabilen, masum, hırslı, zarif, zeki, iyimser, aşık ve aslında ‘güzel’ olan bir mürebbiyenin hikayesi. Aslında hepimizin olmak istediği ama belirli normlar karşısında -susup- ezildiğimiz için ulaşamadığımız ama olmak istediğimiz hayali bir kadın temsilci; Jane EYRE…

Jane Eyre, Dünya Klasikleri
Çeviren: Ayşe Düzkan, Bordo Siyah Yayınları İst. 2012
FERONİA


Bunları da Beğenebilirsiniz

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.