THE KISS / KLIMT

Avusturyalı sembolist ressam olan Gustav Klimt' in altın çağında ortaya koyduğu eserlerinden belki de en bilineni olan "The Kiss", sanatçının sahiplenici aşkı anlatan başyapıtıdır.
Sanatçının 1907 - 1908 yılları arasında tamamladığı eseri şu an Belvedere Sarayı' ndaki müzede sergilenmektedir.


Eserde bakar bakmaz dikkatimizi çeken ve tam merkezdeki iki insan figürü hakkında birçok dedikodu bulunmaktadır fakat bunların en bilineni bu figürlerin Klimt ve aşkı Emilie Louise Flöge' ye ait olduğudur. Bu büyük aşk Klimt' in erkek kardeşi Ernst' in Emilie'nin ablası Helene ile evlenmesi sonrası başlar ve bu büyük eserin konusu olur. İki sevgili resmin tam merkezinde bulunmakta ve aşk ile birbirlerine sarılmaktadır. İkilinin aşkı, sonsuz aşkın simgesi olan bir öpücük ile de adeta mühürlenmiştir.

Genel olarak esere bakarsak ilk gözümüze çarpan şey merkezdeki iki figür olacaktır. Bu merkezdeki figürlerden erkek figürü kadını sol koluyla sıkıca kavramış sağ eliyle kadının başını tutmuş ve onu öpmekte, kadın ise gözlerini kapatmış, anın mutluluğunu yaşamakta ve bir eliyle adamın elini tutmaktadır. Bazı incelemelerde kadın figürünün gözlerini kapatmasının sebebinin erkeği istememesinden kaynaklı olduğunu yorumları yazılsa da bunu yalanlayacak birçok detay görebiliriz. Kadın figürünün bir kolu erkek figürünün boynuna dolanmış ve erkek figürünün herhangi bir müdahalesi olmaksızın kadının bedenini erkeğe yaslamıştır.  Bir diğer işaret ise kadının ayak parmaklarıdır. Kadının ayak parmaklarına bakacak olursak kıvrılmış olduğunu net bir şekilde görebiliriz. Bunun resim dilinde anlamı istek, heyecan ve zapt edilemeyen duygulardır. Yani kadın figürün gözlerini kapaması hazzı ve duyulan hoşnutluğu simgelemektedir.

Bedenler üzerindeki detayları tek tek inceleyelim. Erkek bedeni üzerinde daha koyu renkler ve daha köşeli hatlar bulunmaktadır. Deseler keskin şekillerden oluşmakta ve kontrastları yüksektir. Kadın figürü ise daha yuvarlak hatlar ve daha yumuşak tonlara sahiptir. Renkler çeşitli ve çiçek desenleri yoğunluktadır.  Erkeğin daha dominant ve kadının daha narin bir yapıda olduğu bu detaylar sanatçının erillik ve dişilik ayrımını tuvale yansıtış biçimidir aslında. Adamın kadının üzerine eğilmiş ve onu kavramış olması koruyuculuğunu ve baskın karakterini gösterirken kadının gözlerini kapaması ise bir teslim oluşu gösterir. Figürler üzerindeki desenler ne kadar faklı olsa da, desenlerin oturulduğu arka planın aynı olması özlerinde farklı iki insanın tek bir beden, bir bütün halini aldığını söylüyor bizlere. Ayaklarının altındaki çiçek tarlası ise aşkın onlara verdiği hissin sanki bahar havasını andırdığını bize sezdirmektedir. Bu çiçek tarlası bir aşk bahçesi gibidir.


Arka planın ise figürsüz sade biçimi bize zaman ve mekân olgusunun olmadığı bir ortamın yaratıldığını gösterir. Bu sadelik aynı zamanda odağı sadece çifte, yani orada yaşanılan aşka çevirmektedir. Bu şekilde sanatçı önemli olanın oradaki duygular olduğunu, aşkın yeri ve zamanı olmadığını ve daha önemli bir şey olamayacağını bize bu şekilde anlatmıştır.

Esere sarı renk hakim. Altın yaldızlar ve sarının bolca bulunması, Klimt' in eserlerinde bolca kullandığı ve imzası niteliğini taşıyan, özellikle de tablolarında altın yaprakları kullandığı  "Altın Çağı" dediğimiz döneminde başvurduğu bir tekniği olduğu birçokları tarafından bilinmektedir. Fakat belki de sanatçımızın burada altın yaldızlarını kullanması, aşkın görkemini bize göstermek istemesinden kaynaklı olabilir.

Bilindiği üzere sanatçının birçok eserinde kullandığı kadın bedeni ve kadın seksiliği bu tablosunda görünmese de kendini bir şekilde hissettiriyor. Bu eserinde kadına yüklediği narinlik ve çekingen duruş onu diğer eserlerindeki kadınlardan ayrı bir yere koyuyor.

Sanatçımız sevgilisine olan aşkı çok usta bir şekilde resme aktararak günümüzde bile bu aşka hayran olmamızı başarmış durumda.

NOTT


Bunları da Beğenebilirsiniz

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.