BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU - STEFAN ZWEIG

BRİEF EİNER UNBAKANNTEN

“SANA, ASLA BENİ TANIMAMIŞ OLAN SANA.”


Bu eserden sadece kitap diye bile bahsetmek az geliyor bana. Çok iyi gerçekten çok anlamlı, çok derin.  Hani şu klişe lafımız “ empati kurabilir misin biraz!” vardır ya işte bu eser bu lafı demeden okuyucusuna empati yaptıran bir eser. “O öyle olmaz böyle olur!” der gibi. Platonik olan saplantı gibi gözükse de aslında saf ve temiz olan gerçek sevgiyi anlatıyor daha doğrusu iliklerinize kadar yaşatıyor. Sanki o duygular benimmiş hissine kapılıyorsunuz sanki ben yaşamışım gibi.. Bu kadar his karşıya direkt ve yalın doğru bir şekilde nasıl verilebilir? Bazı eserler vardır -aşk temalı- romanın kahramanına acırsınız, üzülürsünüz. Bu eserde bu olmuyor. Sizi öyle bir çekiyor ki içine nefesinizi tutarak okuyorsunuz ve o anda bitiyor kitap. Bir, iki
saatlik dünyadan kopuş ve platonik aşk evreninde keşif.

Eseri almaya karar verdiğimde bu kadar etkili olacağı aklıma gelmemişti. Aldım ve en fazla iki saat sürmüştür, hemen bitti. Bitirdiğimde hala etkisindeyken yavaş yavaş ayaklarım yere bastı.  O kadar doğru bir anlatım var ki eserde, işte bu gerçek aşk diyorsunuz. Çünkü evet fark edilmeyi bekleyen bir kadın var ama sevdiği adama sırf sorumluluk yüklememek adına ve onu kaybetmemek adına tek kelime etmeden ve onu suçlamadan seven, ömrünü bu sevgiye adayan bir kadın. Günümüz ilişkilerinde hatta bu zamana kadar kimse bu kadar doğru sevememiştir bence. “Her şey karşılıklı dünyası”nda yaşarken “sen üzülme ben üzülürüm” duygularını bu derece beslemek mümkün değil maalesef. Bu eseri okurken bir tek bu düşünce beni yaraladı ve üzdü.

Eseri çözümlerken sadece kadın kahramanımız gözünden yorumlar yapabiliyorum. Erkek kahramanımız sadece aşık olunan genç ,yakışıklı, yazar ve sorumluluk almayan, gece hayatı olan bir kişilik. Tek bildiğimiz bu. Buradan da iyi veya kötü çıkarımlarda bulunmak mümkün ama onun da iç hayatını bilmediğimiz için ne kadar doğru olur?


Böylesine derin duyguların bir kadın gözünden, hissiyatından, kalbinden yazabilen yazarımızın erkek olması ise sözün bittiği yer. Daha hemcinsler birbirlerini anlamakta bu kadar iyi değilken bir erkeğin bu kadar başarılı psikolojik anlatımı olması gerçekten şaşırtıcı. Çok büyük bir başarı… 

FERONİA


Bunları da Beğenebilirsiniz

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.