Hayvanlar Şehri 2016
Byron HOWARD ‘ ın yönetmenliğinde çekilmiş polisiye animasyon filmi Zootapia.  Film ismi Zotopia ve Zootropolis olarak iki şekilde de geçmektedir. Ama Zootopia bana daha sempatik geldiği için ben bu ismini kullanıyorum.


Hayvanlar şehri/Zootopia, oldukça eğlenceli ve bol göndermeli bir animasyon filmidir. Ben orijinal çekimini izledim henüz Türkçe dublajını izlemedim. Normalde bu tür animasyon filmlerinde Türkçe dublaj izlemeyi tercih ediyorum çünkü sanatçılarımız bu konuda gayet başarılı oluyorlar ve film daha da eğlenceli hale geliyor. Orijinal dili de gayet iyiydi, eğlendiriciydi. İlk açtığımda filmi biraz bilindik bir havası var gibi gelmişti, çizimleri olsun renkler vs. ama izledikçe bir önyargıya kapıldığımı anladım.

Zootopia, günümüz insan dünyasının hayvanlara entegre edilmiş hali. Yani havyanlar insanlar gibi evrimleşerek bazı saldırgan doğalarından sıyrılarak, bir arada yaşamayı öğrenmiş, teknolojiyle iç içe ve kapitalizme ayak uyduran bir yaşam sürdürmektedirler. Çiftçiden plaza çalışanlarına, iktidara kadar başarılı bir şekilde tasvir edilmiş. Tabii alt metninde yatan “ön yargılardan kurtulmalıyız, pes etmemek, hayallerinin peşinden gitmek” gibi ana mesajları da mevcut. Klişeleşmiş gibi geliyor aslında ilk bu tür yorumlarla karşılaşıldığında. Filmi izlediğimiz de eğlendirmesi ve bu mesajları bilinen şekilde ironikleştirerek izleyiciye vermesi asıl filmi sevmemizi sağlıyor. Yani bambaşka bir olay örgüsüyle “aslında burada ne demek istedi” diye derin düşüncelere sevk etmiyor, bilindiği şeklinde izleyiciye direk olarak veriyor mesajı. Özellikle başkanı arkasından vuranın koyun olması mesela. Devlet memurlarının “tembel hayvanlar” ile özdeşleştirilmesi mesajı direk net bir şekilde veriyor. Herkesin canını sıkan bir durum olduğu için en çok sevilen bu bölüm olmuş ve gayet başarılı bir sekanstı.



Bunların dışında çok fazla film dünyasına da göndermeler bulunmaktaydı. Korsan cd’ ler bölümünde dikkatli izlediyseniz bazı Walt Disney filmlerin isimlerinde birkaç harf değişiklikleri yapılmış; pighero(Bighero6), Floatzen(Frozen), Wrangled(Tangled) gibi. Cat Fancy dergisi, dikkatli bir şekilde izlerseniz hapiste olan başkanın okuduğu dergi. Başkarakterimizin Ipod’ undaki sanatçı isimlerinde de harf değişiklikleri yapılarak popüler kültüre gönderme yapılmış. Filmin bazı sahnelerinde Breaking Bad ve The Godfather film sahnelerine göndermeler vardı. Çok iyi seçilmiş ayrıntılar ve güzel bir şekilde filme entegre edilmiş. Günümüz dünyasını hayvanlar üzerinden izlediğimiz düşünüldüğünde hiçte yavan kaçmamış.




Yaptığım araştırmada bulduğum bir ayrıntı da ülkelerin kültürlerine saygı duyularak ve önemsenerek kullanılan hayvan detayları olduğuydu. Haber sunumu yapılan sahnelerde kullanılan hayvanlar bazı ülkelere göre farklılık göstermekteymiş. Amerika ve Kanada da geyik, Avustralya’da koala, Çin’de panda, Japonya’da tanuki yer almaktaymış. Bu ülkelerin kültürlerine ve mitolojilerine dayanarak bu tür uyarlama yapılmış. Bu tür ayrıntılara dikkat edilmesi senaristin ve yönetmenin anlayışı ve profesyonelliğini gözler önüne sermektedir.



Bazı animasyon filmler vardır sırf çocuklar için gidilen veya sadece yetişkinlere yönelik olan. Zootopia bu durumun dışında olan bir film. En kısa zamanda Türkçe dublajını da izleyeceğim eminim daha da eğleneceğim.

Günümüz dünyasına dışarıdan bir göz olarak bakmak bu film ile mümkün. Bence bir bakın derim…

FERONİA
Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali’nin 1937 yılında kaleme aldığı ve 1900lerin Türkiye’sinin toplumsal gerçekliğini gözler önüne serdiği bir eseridir. Eser toplum ve devlet yapısındaki bozulmaların birey üzerindeki etkisini irdeleyen ve toplumun kanayan yaralarına ışık tutan bir yapıttır. Eser bir ideolojik görüş taşımamasına rağmen olayların anlatımının arka planında Sabahattin Ali’nin sol görüşlerinin izine rastlamak mümkündür.

Kitabın açılış sahnesi; Aydın’ın Kuyucaklı köyünde bir evi eşkıyaların basması sonucu evdeki ebeveynlerin ölmesi ve sağ kalan Yusuf’u Kaymakam Selahattin Bey’in evlat edinmesiyle başlar.

Romanın iskelet yapısını, ailesi eşkıyalar tarafından öldürülen Kuyucaklı Yusuf’un bir eşkıyaya dönüşme hikâyesi oluşturur. Bunun üzerine oturtulan hikâye, Kaymakam Selahattin Bey’in ailesi ve kasaba eşrafının hikâyenin yüzünü oluşturmasıyla toplumsal ilişkilere ve bu ilişkilerdeki yozlaşmaya ve insanlar arasındaki gündelik sığ ilişkiye yönelik keskin bir çerçeve çizer. Sabahattin Ali romanda Selahattin Bey’i Kaymakam olarak kurgularken, onun üzerinden bize devlet aygıtının bir portresini çizer. Devlet yapısındaki bozulmaları rüşvet ve iltiması, yolsuzlukları kurgulanan karakterlerin haklılıklarını güçlü olmalarından yani servetlerinden almalarıyla vurucu bir şekilde bizlere aktarmış olur.

Romanda parası olanın güçlü olduğu ve güçlü olanın haklı olduğu gerçekleşen olaylar neticesinde çok güzel açıklanmıştır. Sabahattin Ali işte böyle bir ortamda yalnızlaşan ve toplumdan bağlarını koparan bir gencin eşkıyaya dönüşmesini bize anlatır. Kuyucaklı Yusuf okuma yazma bilmemektedir. Hayata tek bağı Kaymakam Selahattin Bey’in kızı Muazzez’ dir. Eser bu yönüyle romantik izler taşımaktadır. Kuyucaklı Yusuf romantik bir erkek karakter olarak kurgulanmıştır. Kuyucaklı Yusuf bu dünya ile tek bağı olan Muazzez’i de kaybettiğinde eşkıya olacaktır fakat aslında o başıbozuk düzene kafa tutup güçlülere karşı başkaldırısını gerçekleştirdiğinde bir eşkıya olmuştur. Ailesi eşkıyalar tarafından öldürülen Yusuf, romanın sonunda atını dağlara sürer ve bir meçhule gitmiş olur.




Roman bu şekilde bitiyor. Üzerinde düşünülmesi gereken ve içerisinde çokça doneleri barındıran bir roman, hakkında konuşurken de yazarken de insanın aklına yeni detaylar geliyor. Fazla detaylandırmadan bu şekilde bırakıyorum… Herkese iyi okumalar J

MOMOS
Blogger tarafından desteklenmektedir.